17 Mart 2015 Salı

Bir Mahlasın Hikayesi

Nedir bu Bay Olympus? Gelin beraber cevaplayalım.

Bundan yaklaşık dört yıl önce henüz ergenliğin erken dönemlerinde yaşadığım büyük epifaniler sonucunda adeta yeniden yaratılış sürecine girdim ve sonunda şu an olduğum yerdeyim. Beynimi baştan çıkaran bu dört yıllık süreçte kendi kendimi inşa ettim. Şahsım adına yaptığım en büyük keşif yeni bir kendini ifade etme yolu oldu. Sessiz hissettiğim zamanları bozacak ve telafi edecek bir keşif. Belki de ilerideki hayatımı kurmada kolaylık sağlayacak bir olay. Sıradan istekleri olan basit bir insanın isteyeceği gibi iyi bir kariyer ve itibar için yazmak.

İşin insani boyutları bir yana o zamanlar internette dolaşmak için bolca vakit bulduğumda kağıttan okumak yerine ekrandan okumayı tercih ettim. Daha önce hiç okunmamış, tanınmamış amatör yazarları keşfettim sözlüklerde. Onlara şans tanıdım ve devam ettim. Sonrasında tüm bu yazdıklarıma ilham olacak denemeleri, hikayeleri amatör yazarların klavyelerinden okudum. Tüm bunlar olağanüstü şeyler değildi belki ama bizden uzak değildi. Duygularını ve gözlemlerini iyi yansıtan beyinleri okuduğumda kendi çırpınışlarımı gördüm. Onlar kendilerini ifade etmekten de öte kişilikleri üzerinden benliğimize açık çağrışımlarda bulunan binlerce uyarı yollayan nöronlar gibiydi. Anlattıkları ben, sen, o. Kendimi çok yakın hissettim ve bu kuvvetli dürtüyü kendi üzerinden neden hayata geçirmeyeyim ki dedim. Hayatta tutkuyla yapacağım belkide bir hobi hatta daha da fazlası.




Diğerlerinde olduğu gibi bu işte de önemli olan etkenlerden birisi isim yapmak bir sembol olmak. Akılda kalıcılığı ve hatırlanır olmayı sağlamak. İşte burada devreye mahlas giriyor. Kendi isminiz altında yazmak da elbet bir seçenek ama ben bu şekilde hatırlanmak istemem. Arkasına sığınabileceğim, az da olsa kendimi gizleyecek bir mahlasa ihtiyacım vardı. Hem de bu şekilde insanlara kendi yazılarımı daha kolay satabilir aktarabilirdim. Aynı zamanda blog için bir isim teşkil edecekti. Ve başladım. Düşünmeye başladım.  Belki üç hafta hatta daha da fazla olabilir. Hem beni çok iyi tasvir etmeli hem de ileride hiçbir şekilde pişmanlık duymayacağım bir mahlas. Beni iyi tanıyan bilen dostlarımdan da aldığım öneriler sayesinde doğdu Bay Olympus. "Olympus" kısmı Zeus'un diğer bir ismi olan Lord of Olympus'dan gelmektedir. Kendisi aynı zamanda eskiden en çok oynadığım Dota karakteridir. Yunan mitolojisine göre tanrıların kralı olmasının hatta en güçlü tanrı olarak bilinmesinin de burada yadsınamaz önemi var. Artık Bay Olympus benim bir parçam hatta bazen onun ta kendisiyim. Kimi zaman işler öyle ciddiye biniyor ki kendi kendime bir alter ego yarattığımı düşünür oluyorum. Sonuçta beni yazdıklarım sayesinde tanıyan insanlar Aykut Aksoy olarak değil Bay Olympus olarak bilecek ve hatırlayacak.

Ben ki tüm Olimpos'un hükümdarı Zeus'un gücünün ve kudretinin yeryüzündeki gölgesiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder