27 Şubat 2016 Cumartesi

İstikrar

İstikrar kelimesini hemen herkes hayatı boyunca belli süreçlerde duymuştur. Kimileri için çok şey ifade eder. Belki bir hayat standartıdır, belki de istenilen düzenin anahtarıdır. Düzlüğe çıkmanın yolu olabilir mi istikrar. Algılanması değişkenlik göstermeye çok müsait bir tanım olabilir mi? İstenildiği yere çekilebilen, istenildiği gibi algılanabilen... Belki de toplumun kafasında oturmuş olan 'Süreklilik, stabil, denge' kavramlarından çok daha ötesi vardır. Kimi zaman ekonomik, kimi zaman ise devletin kendisi. Peki toplumdan uzaklaşıp çok daha içselleştirirsek ne olur? İşte bu yazıda farklı bakış açılarıyla hem toplumun hem de bireyin gözünden "İstikrar" kelimesini işleyeceğim.

Tartışılması gereken ilk yargı bu kavramın neden topluma iyi bir şey olarak empoze edilmiş olduğudur. Genelde istikrar denildiğinde kafamızda oluşanlar az çok bellidir. Hayatımızın olmazsa olmazlarından biri olması gerektiği hatta direkt olarak başarıya bağlandığı dahi olmaktadır. Denge ve tutarlılık. İnsanlığımızın ihtiyacı olduğunu düşündüğünde sarıldığı savdır istikrar. Kötü gidişatın son bulmasını dilerken üstün ve deneyimli bir el omzunuza dokunur ve size bu öneride bulunur. Farklı bir açıdan bakarsak kötü gidişatı normalleştirme süreci de olabilir. Çünkü istikrardan kasıt burada bir iyileştirme hedeflenmiyor. İyi ya da kötü yapılan işin sürekliliği daha mühim. Mümkün olanın devamını getirmek esastır. Korkularımızı yenmek için, yaptığımız işin olumlu olduğunu kendimize kanıtlama çabası içinde bulunuruz. İnsanoğlu üretirken ya da bir konu üzerinde çalışırken motivasyonunu sağlayabilmek için yaptığı işin doğru olduğunu hissetmek ister. Kavram bu şekilde ele alındığında varılan nokta kişinin kendi kendisini kandırmasıdır.



Tüm bunlardan ayrı olarak takdirleri toplamanın bir yöntemidir aslında. Sabrın meyvesi elbet alınır ve elinizde kayda değer hiçbir şey yoksa bile istikrar sahibi olmak alkışları ve övgüyü toplamanız için yeterlidir. Tabi insanların beklenti seviyesi de önemli. Örneğin beş maç üst üste yenilgi alan bir futbol takımı için beraberlik başarıdır. Oysa ki beş maç üst üste kazanan bir takım için tam tersi geçerlidir. Ama unutmamalıyız ki hayat değişkendir, doğa istikrarsız, yaşam düzensizdir. Eğer bu stabilite durağanlığa dönüşürse yani yenilikçilik kaybolursa bu zararlıdır. İstikrar, yeni gelişmelerin takip edilmeyeceği veya inovasyonun ihmal edileceği anlamına gelmemelidir. Sonuçta bir durum sonsuza kadar sürdürülemez. Elbet yeniliklere ihtiyaç duyar. Eğer yenilikten yoksun kalınmışsa sürekliliğin kaybolması içten bile değildir.

Devlette istikrar pek çok dengeye bağlıdır. Ülke içerisinde devletin konumu, tavrı ve olaylara yaklaşım mesafesi daima bellidir. Uygulanan farklı politikalardaki fikir birliği, devletin itibarını yükseltir ve hakim olduğu düşünceyi güçlendirir. Ayrıca devleti devlet yapan işlevlerin tamamen denge ve uyum içerisinde çalışması esastır. Yönetimdeki hükümetin devamlılığı bu işlevlerliği kendi içinde arttırabilir. Belirli bir süreç sonucunda meclisteki sandalye sayısını arttırmış, halkın büyük çoğunluğunun desteğini almış bir hükümetin sonuca ulaşması her zaman daha kolaydır. Çok sesliliğin azalması anti demokratik kalsa da bu, kararların daha hızlı alınması ve işlenebilirliğine olumlu etki yapmaktadır. Amaca ulaşmada hız, o amacın engellenmesinin önlenlemesi açısından önemlidir. Sonuç olarak yönetimde istikrar kontrol demektir. Kitlelerin kontrolü kolaylaşır ve hükümetin istemediği olaylara hızlı müdahale seçeneği doğar. Düzen, sağlam temeller üzerine oturtulduğu sürece devamlılık ömrü uzundur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder